Biz seninle çok uzağa gitmeyelim.
Mahallenin kahvesinde hasır taburelere oturup, oralet içip, tavla oynayalım. Arada yan masalardaki konuşmaları dinleyelim. Tüplü televizyondan gelen haberlerin sesi arada kulağımıza çalınsın ve ben politikadan anlamayan bir tavırla saçma yorumlar yapayım. Spor haberlerine geçtiğinde sıkıcı atmosfer kalksın ortadan… sadece ben değil, tüm kahvehane ortaya gereksiz yorumlar yapsın. “O para verilir mi ulan o adama” diye transfer eleştirileri havada uçuşup karşılaşsın ve birbirini kovalayan her küfür ile çarpışsın.
Biz seninle Taksim’de ücra sokaklarda yürüyelim. Bazen Cihangir olsun rota bazen Şişhane… Hani eski büyük yapıların, köhneleşmiş kokuları var ya… İşte o kokuları taşısın burnumuza esen rüzgar. Sonra oturup bir köşede gelen geçenleri izleyelim. Bir sigara yakalım ve uzun uzun süzülen dumanı izleyelim. İkimizin aklında da başka planlar olsun, süzülen dumanla daldığımız düşlerden taksim-tünel tramvayının sesi ile uzaklaşalım. Birbirimize bakıp gülümseyelim.
Biz seninle zaman ve saat bağımsız yaşayalım.
Eminönü’nde çingene çocuklar ile birlikte bir yeryüzü sofrası kuralım. Onların pis, kirli minik ellerinin tuttuğu ekmek gibi olsun hayat… Ulaşıldığında değer taşıyan, karın doyuran, mutlu eden cinsten! Galata kulesine kim bilir kaç kez baktın bilmiyorum ama biz birlikte, aynı anda bakalım istiyorum.
Bir grubun gencin sokak şarkılarına eşlik edelim.
Şehrin kaldırımlarında iz bırakmak için değil, kendimizi mutlu etmek için yapmak istediğimiz her şeyi yapalım.
Kendimizi Arnavutköy sahilinden denize bırakalım, dalgaların bizi sürüklediği yerlere kadar hiç kulaç atmayalım. Belki Çengelköy’den çıkarız, iki açık çay da orada içeriz. Ne dersin?
Çok basit, sade ve düz bir hayat olsun benim ki… Kolumda bir saat bile olmasın, zaman ve mekanlar anlamını yitirsin aklımızda.
Şarapçı amcanın şiirlerine ceketimizin önünü ilikleyelim ve bu sefer ona 10 lira değil de iyi bir şarap parası verelim.
Çiçek toplamak için lale mevsimini bekleyelim sonra kıyamadığımız için onları sadece seyredelim.
En lezzetli yemeğin peşinden gidelim.
Yaşayalım işte be..