Çile çok özel bir şey! Çekmenin de çektirmenin de çok özel versiyonları bulunuyor. Arada kendine güncelleme atan çile, toplumdan topluma musallat olduğu halka çok derinden tutunuyor.
Çile deyip geçmeyin, sessizliğe en uzun süre tutunan bir şarkının sözüdür ÇİLE… Bir başlarsınız şöyle 30-40 sn devam edersiniz, Çileeeeeeeeee aaaaaaaaaa aaahh çile bülbülüm çile. Bu hüzünle şarkıda göbek atarsınız ama yine de avazınız çıktığı kadar haykırırsınız. Bu çok bilindik hikayeden sonra geçelim gündelik çilelere…
Metrobüs çilesinden bahsetmeden olmaz tabi ama ben metrobüse binerken basamağa kaval kemiğini vurma çilesinden bahsedeceğim. Dahası terlik, sandalet giydiğin bu sıcak havalarda serçe parmağını kaptırma çilesi var bu da dünyanın en azaplı çileleri arasında gelir.
Bir de başkası çeksin diye dua ettiğin çileler vardır. Mesela yanında cakkıdı cakkıdı sakız çiğneyen bireyin dilini ısırıp çile çekmesini istersin. Daha neler neler istersin de neyse onun yeri burası değil.
Bir diğer çile çeşidimiz yine bol acılısından, itişli kakışlı yolculuklara, şoförün ani frenleri eklenince dirseğinin tam ucunu sağa sola çarpma çilesi vardır. Hani 3-5 sn elektrik çarpması kadar yoğun bir şekilde sütlaç ya da iyi donmuş bir jöle kıvamında olduğun ve tüm dünyanın sessizleştiği o muhteşem anlar…
Bazı acıları karşılaştıralım şimdi bu çilelerle…
Hani salya sümük içinde yaşadığımız ayrılık acıları, işte tam bu acının ortasında düşünsene kaval kemiğini otobüs basamağına vurduğunu ve oturup ağlayacak zamanın bile olmadan yoluna devam etmek zorunda olduğunu…
Klimanın bozulduğunu ve Zincilikuyu’dan binip Beylikdüzü’ne gittiğini düşündün mü hiç? Ay bunun düşüncesine bile irkildim. Suların sık sık kesik olduğu İstanbul’da o duş almamış insan topluluğu ile (buraya dikkat! Suçu insanlara değil kesik sulara attım.) neyse tamam sustum.
Sevgilin mesaj atmıyor, cevap yazmıyor diye üzülüyorsun ya… İşte tam onun bulunduğu yöne doğru dönüp, bu özel çile çeşitlerinden birini dile onun için…
Kusursuz bir Pazar uykusunu bölen üst komşunun inşaat işleri sırasında, akşamdan kalma olmakla tetiklenmiş muhteşem baş ağrısı ve beyni delip geçen matkap sesleri…
Çile bitmek bilmeyen mesai saatleri…
Çile annesi tarafından zorla okula gönderilen, ödev yaptırılan çocuklar.
Kremsiz güneşlenmekten kavrulan tenin acısıdır çile,
Bazen akılsız başın belası, kimi zamanda toplumca ödemek zorunda kaldığımız diyettir işte…
Sağım solum, önüm arkam çile!