Okuduğumuz kitaplarda altını çizdiğimiz cümleler gibiydi… Ya çok beğenmiştik alıntı yapmak için kenarına bir tik koymuştuk, ya da altını çizip sonsuza dek unutmuştuk ama çizmiştik işte altını.
Ölenler için üzülüp ağlıyoruz, peki ya kalanlar! Kaç ev babasız kaldı, kaç kardeş abisiz, kaç anne, baba çocuksuz, kaç doğmamış çocuk babasız kaldı?
Biz üzülüyoruz, biz ağlıyoruz, biz destek olmaya çalışıyoruz ama artık babası ve bakacak kimsesi kalmadığı için “büyümek” zorunda kalan çocuklara ne kadar destek olabiliriz ki?