Ölenler için üzülüp ağlıyoruz, peki ya kalanlar! Kaç ev babasız kaldı, kaç kardeş abisiz, kaç anne, baba çocuksuz, kaç doğmamış çocuk babasız kaldı?
Biz üzülüyoruz, biz ağlıyoruz, biz destek olmaya çalışıyoruz ama artık babası ve bakacak kimsesi kalmadığı için “büyümek” zorunda kalan çocuklara ne kadar destek olabiliriz ki?
Kimbilir kaç çocuk, o güzel çocukluk rüyasından uyanmak ve koskocaman bir evin sorumluluğunu omuzlamak zorunda kalacak. Kim bilir kaç kadın daha önce hiç çalışmadığı halde kendine iş arayıp çocuklarına bakmak zorunda kalacak. Bu ömürlere sığmaz acının, hayalleri yıkan, umutları sömüren acının hesabını kim verecek.
Çocuklar hayallerinden vazgeçmek zorunda kalacak, belki okullarından vazgeçmek zorunda kalacak.
Bizim paylaştığımız yardımlar nereye kadar onlara destek olacak?
İnsanlar ölüyor yok oluyor, kimliksizleşiyor, acılar bu ülkede unutuluyor. Ders almayı bilmiyoruz.
Boğazım düğümleniyor, daha doğmamış çocukların babalarını hiç tanımayacaklarını düşündükçe. Boğazım düğümleniyor evilerine ekmek götürmek için, kiralarını ödemek, çocuklarını okutmak için bu koşullarda çalışan babaların artık olmayacağını düşündükçe ve boğazım düğümleniyor arda kalan herkesi düşündükçe.
Ölümlerin acısı dinmeden yaşam savaşının içine girmek zorunda kalacak aileler, anneler, çocuklar…
Bebeklerine süt almak için…