Babalara geldik!
Okuduğumuz kitaplarda altını çizdiğimiz cümleler gibiydi… Ya çok beğenmiştik alıntı yapmak için kenarına bir tik koymuştuk, ya da altını çizip sonsuza dek unutmuştuk ama çizmiştik işte altını.
Okuduğumuz kitaplarda altını çizdiğimiz cümleler gibiydi… Ya çok beğenmiştik alıntı yapmak için kenarına bir tik koymuştuk, ya da altını çizip sonsuza dek unutmuştuk ama çizmiştik işte altını.
Tanrı ile bir telefon konuşması yapsanız, ona ilk ne sorardınız?
Okuduğum kitapları herkes gibi yazarına, ismine, kapağına bakıp özenle seçmeye çalışıyorum ama geçen hafta elime geçen ve severek okuduğum bu kitap için sadece kaşıma çıktı ve aldım diyebilirim.
Yine elime şişirilmişte şişirilmiş, büyütülmüş, abartılmış bir kitap geçti, bir hevesle başladım güzel yorumları görünce.
Dünya garip bir yer, tamam itiraf ediyorum aslında onu garip yapan biz insanlarız…
Hayatımızda durmaksınızın yaşadığımız metaforun farkında olmadan süreklenip gidiyoruz, sizi bunun için durdurmayacağım istediğiniz yere kadar sürüklenebilirsiniz. Zaten durdurmak için elimi uzattığımda korkacak ve kaçacak delik arayacaksınız.
Son dönemlerde kitapçılarda rastladığım çok az kitabı okumayı sever oldum. Güncel yazınlar haddim olmasa da beni biraz sıkmaya başladı. Düşündüğüm zaman bir yazarın onca emeğine “sıkıcı” demek büyük haksızlık gibi geliyor, ama biz insanlar her şeyi sevmek zorunda değiliz.
Önce kitap kapağı ile ilgimi çektiği için elimi uzattığım Fang Ailesi konu olarak farklı ve dikkat çekici buldum.