Dünya garip bir yer, tamam itiraf ediyorum aslında onu garip yapan biz insanlarız…
Hayatımızda durmaksınızın yaşadığımız metaforun farkında olmadan süreklenip gidiyoruz, sizi bunun için durdurmayacağım istediğiniz yere kadar sürüklenebilirsiniz. Zaten durdurmak için elimi uzattığımda korkacak ve kaçacak delik arayacaksınız.
Bir kitap arasında unutulmuş ufak bir not olsak, bizi bulduklarında aslında ne zaman ve ne için yazılmış olduğumuzu kimse anlamayacak. Sonuçta o not orada unutulduysa aslında kaybolmuştu, hepimiz gibi. Peki notu, kitabın yani notun sahibi değilde başka biri bulursa ne düşünürdünüz? Ben kitabın sahibine ne oldu diye düşünürdüm, Öldü mü? Hasta mı? Kitabı neden bir başkasında? Bunları düşünürdüm, çünkü ben kitaplarımdan vazgeçemeyecek kadar bağımlıyım onlara. Elbiselerimden, ayakkabılarımdan, ojelerimdem vazgeçebilirim ama kitaplarımdan vazgeçmek çok zor geliyor.
Ödünç olarak verdiğim kitapların geri gelmemesi ya da okunmadan gelmesi canımı acıtıyor. Geri verilmeyen kitabın aynısını alabilecek gücüm varken, ben kendi kitabımı istiyorum!
Ödünç verdiğim kitaplar sizi girdaptan kurtarmak içindi, ama siz o girdabın içinde size uzattığım eli görmeden, kitabı da girdaba attınız, sizden önce yok oldu!
Çok mu ağır oldu?