Hangimiz küçük bir zaman aralığında da olsa kendimizi bir masal kahramanına benzetmedik?
Bazen okuduğumuz kitabın, bazen de izlediğimiz filmin karakterleri olduk. Dinlediğimiz şarkılardaki duyguları içimizde öyle derin hiseetik ki. Yaşadığımız metafor bizi durgunluğa savurdu.
Kimi zaman içimizde fırtınalar koptu gördüğümüz bir tablo ile…
Okuduğumuz şiirin dizeleri, en derinlerde bir yerlerde oturdu kaldı. Kalkmadı oradan…
Hagimiz eline kağıt kalem alıp karalamadı? Bazıları birkaç satır çıkardı derinlerinden, bazılarımız çizgiler… Hatta bazılarımızın en derinleri notalara yansıdı. Onun gibi yanıp kavrulanların da içlerini yakmak için…
Alışılagelmiş masalların dışında kendi hikayelerimizi yazdık farketmeden.
Uykuya dalmadan önce, başımızı yastığa koyduğumuzda hayallerimiz ile yazdık hikayeleri, kalabalıkların içinde tek başımıza kalarak çizdik portreleri. Birikmiş bulaşıkları yıkarken unuttuğumuz şarkı sözlerinin yerine yenisini doldururken çınlattık kulakları.
Biz masallar ile büyüdük, büyüttük kendimizi…