Yüzün Yok

Günlerdir paramparça rüyalarda zombiler ve canavarlar… Gölgelerinde zavallı insancıklar… Anne sesi, baba kokusu ve kardeş kıskançlığı ile yaşama dair duygulara yeni düştüysen ve hala hissediyorsan hayattasın demektir. Hiç hayal kurdun mu? Hani o sahil kasabasında, balık kokulu ellerini ve sımsıcak bir somon ekmeğin kokusu burnunun direklerini sarsıyor mu? Su gibi şeyler düşünmeye gelmez, hayal etmekle…

Sessizlik Lütfen

Ağır bir parfüm kokusu dolaşıyordu etrafta, burun deliklerinden girip, ciğer hücrelerini sarıp boğazlayan bir etkisi vardı. Kaç dakika daha maruz kalmaya dayanabilirdim ki? Basit çiçekleri sevdim, papatya gibi yoğun kokusu olmayan ve zarif çiçekleri. Her şeyin neden daha gösterişlisi vardı hiç anlamadım. Ya da insanlar neden gösterişli kalın perdeler gibi görünmek isterlerdi. Kedilerin hırlama sesi…

Masalın Kamera Arkası

Beyaz atlı prens atını satmış, kumara yatırmış. Tüm parasını kaybedip, tinerci olmuş! İnanmadın mı? Beyaz atlı prensler öyle şeyler yapmaz, asla günah işlemez, o saf prensesini bekliyordur bir köşede.. O saf prensese ne olmuş onu biliyor musun? Fazla mesajlaşmaktan parmakları yamulmuş. Ya bildiğin flört manyağı olmuş. Gizli ilişkilerin kraliçesi olmuş kendisi. Herkesler de bunu bilmiş…

Mor Yapraklı Ağaçlar Ormanı

Bir varmış bir yokmuş, uzak uzak diyarlarda mor yapraklı ağaçlar ormanında, gökkuşağı saçlı bir kız yaşarmış. Bu gökkuşağı saçlı kızın adı Lavanta’ymış. Lavantanın öyle güzel sesi varmış ki, o şarkı söylediğinde ormanda her şey onun sesinin ahengi ile dans edermiş. Yapraklar uçuşur, kuşlar cıvıldar, cırcır böcekleri de bu ahenge eşlik edermiş. Lavanta’nın bu özelliği dilden…

Mavi saçlı kız

Bir gün, okyanusların ortasında bir adada masmavi saçları olan bir kız yaşarmış. Belki de dünyadaki tek mavi saçlı kız oymuş ve herkesten farklıymış ama bunun pek farkında değilmiş. Mavi saçlı kızın işi hayal kurmakmış. Kimse onun kadar güzel hayaller kuramazmış. Mavi saçlı kız herkes için bile hayaller kurabilirmiş.

Inadına Masal Dunya

 

Hangimiz küçük bir zaman aralığında da olsa kendimizi bir masal kahramanına benzetmedik?

Bazen okuduğumuz kitabın, bazen de izlediğimiz filmin karakterleri olduk. Dinlediğimiz şarkılardaki duyguları içimizde öyle derin hiseetik ki. Yaşadığımız metafor bizi durgunluğa savurdu.

Kimi zaman içimizde fırtınalar koptu gördüğümüz bir tablo ile…