Ben mi sokaklarda hiç kedi görmedim, sokak kedileri mi karşıma çıkmadı bilmem ama Roma kedisiz bir şehir oldu benim için…
Tarihin en korunmuş halini görmek ya da geçmişe bir zaman yolculuğu yapmak için yola çıktığımızda tercih edilmesi gereken bir şehir.
4-5 ay önceden Pegasus hava yolu firmasından indirimli olarak aldığım Roma bileti ile 11 Şubat Cumartesi Roma’ya uçtum. Roma’ya vardığımda saat 14:30’d yani günü çok fazla kaybetmeden hızlıca şehrin kalbine inmeye vaktim oldu.
Havalimanından tren ile ( biraz fazla pahalı olsa da ) şehir merkezine geçtim. Tren istasyonuna (Termin) yakın olan otelime yürüyerek ulaştım.
Booking üzerinden rezervasyon yaptığım için çevrim dışı bir şehir haritasına da sahip olmanın avantajını bu şehirde de bolca yaşadım.
Otel bir çok Roma simgesine yürüme mesafesindeydi ve otel personeli şehir haritası üzerinde hangi yolları takip ederek nerelere ulaşabileceğimi güzelce anlattı. Binmem gereken otobüs hatlarının da bilgisini verdi ama benim gibi günde 30-40 km yi rahatça yürüyebilen biri için zaten küçük bir şehirdi Roma.
Odaya eşyalarımı bırakır bırakmaz kendimi sokaklara attım. İlk durak Trevi (aşk çeşmesi ) oldu. Yanlış anlamayın sadece otele en yakın yer orası olduğu için ilk durağım burası oldu.
Markete uğrayıp yiyecek içecek bir şeyler aldıktan sonra yoluma devam ettim. Her sokak bir sanat eseri her köşe tarihten günümüze uzanan bir parça gibiydi.
Her adım başı karşıma çıkan her kiliseye girdim. Heykeller, duvar süslemeleri, tavan resimleri (bunun kesin bir ismi vardı ama unuttum) her şey efsaneydi. En yenisi 1600’lü yıllardan kalma olan bu yapılar geçmişten günümüze kadar şehrin gördüğü savaşlara rağmen çok güzel korunmuştu.
Çok bilindik tarihi eserler dışında sokaklarda gördüğüm bu kiliseler bomboştu. Sadece keşif yapmayı seven turistler dışında kimsecikler yoktu.
Romalıları çok kıskandım aslında… Tarihi binalarda, tarihle iç içe yaşıyorlardı. Bir ev düşün, yüksek tavanlı, kocaman pencereleri olan, şimdi onu tüm şehre kopyalayıp yapıştır. Aralarına kiliseler, tarihi çeşmeler heykeller yerleştir işte sana Roma. Yok yok bu kadar basit değil. İlk kez bir şehre ikinci, üçüncü kez gelebileceğimi düşündüm. Benim gibi sürekli başka yerler görmek isteyen biri için bile verilmesi zor bir karar bu.
Sokaklardan bir yerlerden gladytörler çıkacak gibi bir şehir Roma…