Ölü Taklidi Yapıyorum.
Kelimeler kifayetsiz kalıyor, yazıp yazıp siliyorum ama yine de anlatmak istiyorum.
Dün sabah aklımdan silinmeyen bir haber okudum ve kendimle kaldığım her dakika bunu düşündüm.
Kelimeler kifayetsiz kalıyor, yazıp yazıp siliyorum ama yine de anlatmak istiyorum.
Dün sabah aklımdan silinmeyen bir haber okudum ve kendimle kaldığım her dakika bunu düşündüm.
Paris’e doğumgünüm olduğu için gitmiştim. Kendime doğumgünü hediyesi vermiştim. Hatta bunu vize mülakatında bile belirtmiştim. Vize alamazsam çok üzülürüm çünkü bunu kendime doğumgünü hediyesi olarak aldım demiştim. Neyse işte almıştım vizeyi, gelmiştim Paris’e, her köşesini karış karış geziyordum. Şimdi sıra büyük güne gelmişti. Hayatımın en güzel doğumgününe yani eyfel kulesine çıkıp Paris’i izlemeye sıra gelmişti.…
Paris sokaklarında genelde yürüyerek dolaşmayı tercih ettim, çok uzun yollar kat etmem gerekse de şehrin güzelliği bana yorgun olduğumu unutturuyordu. Yollar çok trustik bir bölge olmasına rağmen öylesine sakindi ki. Parisliler genelde metro kullanıyor, sokakların boş olduğunu düşündüğünüzde size en yakın metro istasyonuna girip Fransızları görebilirsiniz.
İlk güne sabah 6’da başladım. Kalktım hazırlandım ve kahvaltıya indim, benden başka kimse yoktu kahvaltıda ve her şey sımsıcak ve taptazeydi. Yediğim her şey çok fazla lezzetliydi.
Otelden edindiğim harita ve Paris şehir rehberi ile başlamaya hazırdım.
Bir şehir düşledim ama düşlerimden güzel çıktı.
Kusursuz bir zaman aralığı, kusursuz bir dünya, kusursuz yapılar, tarihe damgasını vurmuş bir şehir. Paris.
Bir hayal kurarsınız, imkansızlıklar yüzünden içinizde yaşatırsınız ve sadece sevdiklerinize açarsınız, anlatırsınız bu hayali…
Sonra biri çıkar ve bu hayalinizi çalar…
Pera müzesi dışarıdan baktığımda bile beni büyüleyen bir binadır. Sergiler, film gösterimleri, cafesi ile içine girdiğimde hapsolmak istediğim ender mekanlardan biri.
Bu sabah bilgisayarı açtığımda gelen e-bülten ile sinema tanıtımları arasından ismini sevdiğim bir filme tıkladığımda akşam saat 19:00 da olduğunu gördüm. Hal böyle olunca kimse beni tutamazdı tabi.