Para Harcama Sanatı
çatışmalar arasında doğduğu için tüm sesler arasında uyuyabilirdi.
Hatta sadece çatışmalar arasında doğmadı aynı zamanda çatışmalar içinde de oldu. Annesi ve babası şehre düşen bombalara rağmen seviştiler. Öyle ateşli seviştiler ki sanki bu birbirlerini son görüşleri gibiydi ve birbirlerine son dokunuşları gibi…
ateşlerin arasında ana rahmine düşen bebek, yine şehrin bombalar altında olduğu bir gece sabaha karşı doğdu.
ilk ağlaması ile bir süreliğine de olsa insanların bombaları duymadan içlerine huzur dolmasına neden olsa da sonra hep birlikte gerçek dünyaya geri döndüler.
Annesi kan kaybından doğum esnasında öldü.
Anne sütünün tadına bile bakma fırsatı olmadı. Eğer bir kez olsun baksaydı belki hafızasında bu süt ile ilgili detaylar kalabilirdi.
Babasını, o ekmek almaya çıktığında evi basan askerler vurdu.
Eve geldiğinde yerde birikmiş kan gölüne bastı, bir sağa bir sola koştu. Minik ayakları her yere kan lekeleri bıraktı.
önce ağladı, anlamaya çalıştı ve sonra birden hafifledi.
Bu hafiflemenin anlamı delilikti aslında…
ölmüş babasının yanına yattı her yanı kana bulandı.
hava aydınlandığında evden çıktı.
yüzünde, ellerinde, üstünde kuruyan kan lekeleri ile hiç arkasına bakmadan yürüdü.
Babasının anlattığı ama gözleri ile görmediği uçurtma denilen şeyi aramak için yollara düştü.
gök yüzünde bulutları gördü, güneşi gördü, yıldızları gördü, ayın her halini gördü ama uçurtma görmedi.
Toprağa bastı, çimlere bastı, asfalta bastı, taşlara bastı onlarca km yol yürüdü.
açlığını giderecek ufak tefek şeyler bulsa da zayıfladı ve bir deri bir kemik kaldı.
Sınırsız hayaller kurdu.
Bir yağmur günü bir ağacın altına oturdu. Gök yüzünde parlayan bembeyaz şimşekler vardı ama çocuk bunları uçurtma zannetti.
tüm gücünü toplayıp, yıldırımların peşinde koştu.
kollarını açtı yağmuru kucakladı.
o dünyanın en mutlu insanıydı.
uçurtma adını verdiği yıldırımların peşinde koşarken yere yığıldı.
hiç tanışamadığı annesi geldi aklına, babası ve daha bir çok yabancıyı hatırladı.
Sonra derin bir uykuya daldı.
Azrail babasının kılığında, elinde bir uçurtma ile geldi.
çocuk bunun uçurtma olduğuna inanmadı ve gitmedi Azrailin peşinden.
Bu gece gökyüzünde gördüğü uçurtmalar çok daha güzeldi.
Azrail vazgeçmeyecekti. simsiyah pelerini ile geçti çocuğun karşısına, boynuna attığı kement ile ruhunu bir çırpıda söktü aldı.
o gece savaş bitmişti.
Related posts