Çok stabil, sıradan ve değişkenlerden uzak yaşarken geleceği değiştirmeye karar verdim. Kendi küçük krallığımı dağıtıp, küçük bir kulübeye yerleştim. Geçmişim geleceğim ve en derinlerdeki hislerimi sıkış tıkış bu kulübenin içine sığdırmaya çalıştım.
Bir de ne göreyim! Camlar kırılmaya, kulübenin tahtaları esnemeye ve çatısı çatırdamaya başladı.
Ne çok umut, his, an ve anı biriktirmişim.
İçinden sessiz çığlıkları topladım biraz da gözyaşı aldım. Ümitleri bir araya getirip, özgürlüğü de üstüne koydum ama yine giremedim kulübeye.
Hayatıma 1 ile 10 arasında bir puan versem 10 veririm hiç düşünmeden!
Gezdim, gördüm, dinledim, ellerini tuttum, sarıldım, güldüm, ağladım… Aklıma gelen her şeyi iyi ki yapmışım.
İnsan zihni unutmak üzerine kurgulandığı için senelerdir yazıyorum. Unutmak istemediklerimi ve güzel olan her şeyi yazıyorum. Bazen kötü olanları da bir daha tekrarlamamak için yazıyorum.
Nankör bir hafızam olursa ve beni erken yaşta terk ederse diye unutmak istemediğim her şeyi yazıyorum.
Küstüklerim oldu, küfrettiklerim, sevdiklerim ya da sevildiklerim. Bazen de hiç sevemediklerim oldu. Herkesten ne bir eksiğim ne de bir fazlam vardı. Her zaman elimde olanları en akıllı şekilde kullanmaya çalıştım. Aklımın yettiği yerde oldu, yetmediği yerde…
Daha çok yolun başındayım ve çok da farkındayım ama bu zaman denilen şeyin hızına yenik düşmeyecek kadar da hızlı olmak gerektiğini biliyorum.