Hep birlikte kaybettik… Duyan var duymayan var, gören var görmeyen var, bilen var bilmemezlikten gelen var… Ama biz kaybettik.
1 Şubat günü ailemize katılın ve eve girer girmez koltuk, masa, sandalye kemirmesi ile adının hakkını veren Mançiz’i kaybettik.
Cuma günü sabah saatlerinde gelen telefon ile kaybettiğimizi öğrendik…
Bir zeka bombası olan mançiz çok cool ve bireysel takılmayı seven sadece uyumak için bir kucak tercih eden muhteşem bir yavruydu.
Geri adım atmayı bilmez, insan sesine tepki vermez, Milka’ya kafa tutar ve aklını, zekasını muhteşem kullanan bir yaratıktı.
Mançiz’i kaybettik.
Distemper / gençlik hastalığı olarak bilinen ve özellikle pet shoplarda satılan yavru köpekleri hedef alan illet bir virüsün pençesinde savaş verdi Mançiz hem de günlerce savaş verdi…
Mukuslu ve kanlı kakası, şişen bademcikleri, gözlerinde hiç durmayan akıntı, kuruyan burnu ve hırlayan nefesi ile tedavi sürecini atlatamadık.
Yaşayacağına çok inanmıştık ve bütün iyi insanlar bir araya gelerek elimizden geleni yapmaya çalıştık. Olmadı…
Mançiz klinikte gözümün önünde her geçen gün biraz daha eridi…
Yok olana kadar eridi ve sonra onu kaybettik.
Cuma sabaha karşı en sevdiğim kitap masanın üzerinden yere düştü. Uyandım baktım bu imkansızlığa bir anlam yüklemek istemedim ama Mançiz’in ziyarete geldiğini anlamıştım.
Biz Mançiz’i kaybettik ve içimizde bir yangın ile yaşıyoruz. Geçer acısı, biter diye düşünüyorum ama bitmesi unuttuğumuz anlamına gelmeyecek.
Gençlik hastalığı köpekler için çok ölümcül ya da ömür boyu kalıcı hasarlar veren bir hastalık. Virüs bağışıklık sistemi zayıf yavru köpeklere bulaşıp, onlar için kötü ve sancılı bir son hazırlıyor.
Anne sütünden erkenden ayrılan yavrular, iyi dezenfekte edilmemiş ortamlarda sevkiyatı yapılıyor ve petshoplarda yine iyi dezenfekte edilmemiş yerlerde onları satın alacak insanları bekliyorlar. İşte bu yolculuk bu minicik yavruların sonunu hazırlıyor.
Yavruların distemper için gösterdiği semptomlar, belirtiler çok belirgin aslında.
Mançiz için gayta testi yaptırarak Parvo virüs tespiti yaptık. Yine ölümcül olan bir hastalık için polly Glop denilen bir iğne siparişi vererek 5 doz halinde serum ile verilmesi sağlandı.
Hastalık boyunca çok fazla git-geller yaşadık.
Bazen Mançiz ayağa kalkıyor ve Milka’ya kafa tutuyor, bazen de yattığı yerden çiş yapmak için bile kalkamıyordu.
8 günlük serumlu tedavi sonunda artık o minicik patilerinde serum takacak damar bulamaz olduk.
Bu süreç sonunda tedavi bir kliniğe yatarak devam etti.
Her sabah, öğle, akşam ve her gün yanında olmaya çalıştım. Karantinada minicik bir kafesin içinde o boncuk gözleri ile bakıyordu.
Her geçen gün kilo kaybetti, nefes darlığı çekmeye başladı.
Son gün bile beni salladığı kuyruğu ile karşıladığı için artık melek olan Mançiz’e teşekkür etmem gerekir.
Bu sancılı süreçte, distemper ile ilgili araştırma çalışmaları, yabancı kaynaklar ve bir çok blog okudum. Youtube’da onlarca video izledim.
Elimden neler gelir diye araştırdım ve acı çektim…
Kanlı ishal ( parvo) ve Gençlik hastalığı ( Distemper ) evcil hayvanınızın başına gelebilecek en kötü hastalıklar.
Yurt dışında uygulanan ve Türkiye’de sadece birkaç klinikte bulunan Newcastle ile ilgili detayları buradan okuyabilirsiniz. Bu sitenin forum alanında yaşadığınız durumla ilgili benzer vakaları da inceleyebilirsiniz. http://www.kindheartsinaction.com
Türkiye’de bu ilacı Papsi (cihangir) uyguluyor. Benim Mançiz’imin minik bünyesi bu hatalığa yenik düştü ama siz pes etmeyin…