Yüzünü bi görseniz, sevimli bu dersiniz… Karnında kocaman bir fıtık ile bana geldiğinde sadece 2-3 aylıktı. Köpeklerin ağzınca oyuncak olmaktan sıkılmış olmalı. Kardeşim almış getirmiş. “Abla sen seversin kedileri” diyerek. Onunla birlikte evdeki kedi nüfuzu 2’ye çıktı.
İlk zamanlarda aynı odayı paylaşmayı bırakın aynı metrekareyi bile paylaşamadılar. Hırladılar, dalaştılar, kafa göz çizdiler. Sonra zamanla alıştırlar tabi birbirlerine. Kızın adı Kevaşe, oğlanın adı Fıtık oldu. Fıtık tehlikeli bir sevimliydi. Kendini sevdirmeyi her zaman iyi bilirdir. Siz onu sevmeye başladığınız zaman o da sizi severdi, o tırtıklı dili ile yalayarak.
Fıtığın sadece benim değil mahallenin kedisi olduğunu öğrenmem, kapıya dayanan bir adamın “kedinizi kesicem” demesiyle başladı. Meğerse bizim fıtık balkonlar arası yolculuk yapıp diğer evleri ziyaret edermiş. Adamcağınızın buzdolabı bozulunca, yemeklerini, etlerini balkona çıkarmış koymuş. Bizim Fıtık bunlarla kendine güzel bir ziyafet çekmiş. Tok evin aç kedisi işte! Adam kapıyı yumrukluyor, bir taraftan zile basıyor, bir taraftan da bağırıyor. Getirin o kediyi kesicem diye. Neyse Fıtık’ı kestirmedik ama bu korku ona yeter diye düşünmedim değil. Yine de gezmelerin sonunu getirmemiş bu korku!
İşten geldim, rutin bir akşam eve girdim kediler etrafımda pervane. Kapattım kapıyı 1-2 dakika geçti geçmedi, kapı çaldı. Gelen karşı komşum. “Senin kedin bize geliyor” dedi. Gayet saf bir şekilde “çok miyavlıyorlar bu aralar sesi mi geliyor?” diye sordum.
“Yok kendi geliyor, yemek yiyoruz, tv izliyoruz, seviyorum ben onu, akşam 6 oldu mu, kalkıp gidiyor.”
Şimdi bu kedi akşamın 6’sını nereden biliyor. Evde yediği yemeklerle doymuyor mu? Benim izlediğim tv programlarını beğenmiyor mu? Neden başka insanlarla yaşamayı tercih ediyor? Gibi soruları kafaya takıp üzülür gibi oldum. Ama hemen toparladım. “teyzecim kusura bakmayın ben camı kapatırım” dedim.
“Yok kızım gelsin kedi ben çok seviyorum onu” dedi evine gitti kadın. Hatta yaramaz bir çocuğu şikayet etmiş gibi mahcup bir şekilde evine girdi.
Mahallenin kedisi Fıtık çok duyarlıydı, o sizin ruh halinizi iyi bilirdi.